YAZILI YAYLASI
Uzkakta ağaçlı yolların ötesinde,
Saygedik güneyinde, Küpe Dağının eteğinde.
Yazılı Yaylası, taşının önünde,
Sürüsü yanında bir çoban durur.
Yaylanın taşında resmler,benzer nakışa.
Tarih yok, zaman belli değil
Küpe Dağını duman bürümüş,
Yaylaya birkaç çadır kurulmuş.
Gökyüzünde parça parça bulutlar,
Hafiften eser bir rüzgar,
Huzur bulur insan bu yaylada.
Uzaktan bir el kalkar, Yazılı taşının önünde.
Baharda açar yaylanın çiçekleri,
Yeşillenir dağın etekleri,
Kekik kokar esen rüzgarda,
Yazılı taşının üstünde bir çift keklil öter.
Yayla yollarında arka arkaya sürüler,
Bazen sürünün önünde, bazen arkasında
Sessizce çobanlar selamlaşırlar.
Yazılı taşının önüne iki çoban yatmış uzanmışlar,
Gelinler, kızlar yaylada, bakraçlar ellerde,
Bir ayrılık türküsü var dillerde.
Sevdikleri ya yaylada, ya gurbet ellerde,
Yazılı Yaylası, uzakta olan sorar seni.
Eli kınalı gelinler, kızlar, nineler
Salına salına yaylaya giderler.
Dönerler arkalarına köye el ederler.
Yazılı Yayla, havan güzel, suyun ne hoş senin.
HASAN AKÇAY
GEL DÖNELİM ANAVATANA
Derdim çoktur söyleyemem ele.
Bu kötü kader beni düşürdü dile,
Ne heves ile gelmiştik bu gurbet ele,
Gel kardeş dönelim Anavatana.
Kaderim kötüymüş gülmedim bir kere,
Güvendiğim yerler taş oldu bana,
Derdimi dökecek kalmadı bitane,
Gel kardeş dönelim anavatana.
Derdimi söylesem gülerler bana,
Bu yeni yıl acı oldu sana ve bana,
Ömrümüz bitti gitti, konuşmadık kana kana.
Gel kardeş dönelim anavatana.
Kahrediyor beni gurbet acısı,
Oturup kaldırtmıyor belimin acısı,
Kara toprak bir gün alır acısını,
Gel kardeş dönelim anavatana.
Kardeş acısı zehirden acı,
Sardı belimi ağır bir sancı,
Ana yok, bacı yok ağlasın acı acı,
Gel kardeş dönelim anavatana
Hastaneye geleli haylı bir zaman oldu.
Sevdiklerimin hepsi tek tek yok oldu.
Hastalığım benim ile ortak miras oldu.
Gel kardeş dönelim anavatana.
Gözün görmüyor gelip göresin.
Şu yaralı gönlüme derman olasın,
Dostlarımla bir olup, mezarımı kazasın.
Ben Ölürsem kardeş(Köse) götür beni vatana.
Vatanımın taşları batmaz belime,
Kazmayı küreği verin eline,
Koyarsın mezara kendi elinle.
Ben ölürsem kardeş götür beni vatana.
Bir destan yazdım can ile dinle,
Doktor arıyor dedime çare,
Kardeşim Köse beni ararsan, Rinzen'de ara.
Gel kardeş dönelim anavatana.
Hastana kapıları kendi açılır.
Açılan yarama melhem saçılır.
Kardeş, arkadaş bugünde seçilir.
Gel kardeş dönelim anavatana.
Babamın İsmi İbrahim, lakabı Kitiri,
Bu dünya fanidir, herkesi götürü,
Mezarlık zengini, fakiri beraber yatırı
Gel kardeş dönelim anavatana.
Acıdır gurbetin derdi bitmiyor.
Yaralı kalbimde bülbül ötmüyor.
Dostlarım düşman oldu, gelip gitmiyor.
Ben ölürsem evlatlarım götürün vatana.
Kaderim kötüymüş gülenler gülsün,
Derdi olmayan derdi olandan ne bilsin,
Onbeş senelik yarayı doktor mu sarsın.
Gel götür beni Ayşalı Anavatana
30.03.1994
SADIK ADIGÜZEL
Rinzen: Almanya'da hastane adı
Olay:Sadık ve Halil İbrahim(Köse) kardeşler arasında geçen olayı anlatmaktadır.
Halil İbrahim (Köse) gözünden ameliyat olmuş, Sadık bel fıtığından ameliyat olmuştur. Sadık Adıgüzel hastanede yattığı günlerdeki duygularını şiirleştirmiştir.
İŞTE ALMANYA SONUN
Almanya'ya geldim gülmedi yüzüm,
Artık kimseye geçmiyor sözüm.
Duymuyor kulağım, görmüyor gözüm.
Dönsek ne olur dönmesek ne olur.
Almanya dedikleri bir acı vatan,
Bozuktur havası, tütmet toprağı koklasan.
Hasretim sana ey ! ay yıldızlı vatan.
Dönsek ne olur dönmesek ne olur.
Geldim Almanya'ya tam kırkiki yıl oldu.
Almanya bir baktım ki! eyvah! bana ne oldu.
Sarardı yaprağım çiçeğim soldu.
Dönsek ne olur dönmesek ne olur.
Ey zalım gurbet yedin içimi, koydun beni boş,
Yolda giderken derler bu adam sarhoş,
Bitirdik akrabayı hısımı olduk bir hoş,
Dönsek ne olur dönmesek ne olur.
Almanya'ya geldim bir çakmak gibi.
Savrulduk Mekefel'de kurumuş yaprak gibi,
Hasretim vatana kuru toprak gibi.
Dönsek ne olur dönmesek ne olur.
Avrupanın bozuk iklimi, esmez temiz yeli
Çalıştırırlar firmalarda topalı körü.
Yürü Hacı Sadık sen biraz daha yürü.
Dönsek ne olur dönmesek ne olur.
28.03.2008
Sadık Adıgüzel
ALLAH'IM SEN YARDIMCI OL BANA
Koydum kanlı yastığa başımı,
Ağlayı ağlayı silerim gözüm yaşını
Allah'ım sen yardımcım ol sen bana.
Kime koyup gideyim tüysüz kuşumu.
Doktorlar başucumda dolaşır.
Dostlarım salonlarda ağlaşır.
Kara haber anama çabuk ulaşır.
Allah'ım sen yardımcı ol bana.
Deldiler kafamı iki yerinden,
Yavrularım gitmez gözümün önünden.
Beni çevirdiler ölüm yolundan,
Allah'ım bağışla beni yavrularıma.
Ayselim gelir acı acı bakar.
Tüysüzlerim derdime dert katar.
Kaynanamın bakışı içimi yakar.
Allah'ım sen yardımcı ol bana.
Sadık amcam yazmış bana bu destanı,
Kanlı bıçak kılıfında paslanı
Deli olanlarda bundan sonra uslanı,
Allah'ım sen yardımcı ol bana.
Yoksa tüysüz yavruları bırakırım sana.
11.01.2004
Sadık Adıgüzel
Not: Ali Osman Turgut Almanya'da rahatsızlanıyor. Kafasından ameliyat oluyor. Bu şiiri Hacı Sadık Ali Osmana yazmıştır. (11.01.2009)
YAZSAN NE OLUR YAZMASAN NE OLUR
Derdim çoktur bilen olmadı.
Yaralı gönlüme derman vermedi.
Kardeşlerim gelip halim sormadı.
Zaman geçmiş, sorsan ne olur sormasan ne olur.
İki oğlum var birde kızım,
Derdim içimdedir dinmiyor sızım.
Nefesim kesildi yumuldu gözüm.
Mevlam gül dememiş, gülsem ne olur, gülmesem ne olur.
Acıdır gurbetin derdi bitmiyor.
Yaralı kalbimde bülbül ötmüyor.
Dostlarım düşman oldu gelip gitmiyor,
Zaman dolmuş, gelsen ne olur, gelmesen ne olur.
Acılar içinde olümdür acı,
Sardı bağrımı bilinmez sancı,
Ağlatsa ağlasın Güldane bacı,
Geçti zaman ağlasan ne olur, gülsen ne olur.
Gelin çocuklar mezar kazalım,
Etrafına beton, mermer dizelim,
Kabir taşına Köse yazalım.
Yazsakta olur, yazmasakta olur.
30.10.2002
Hacı Sadık Adıgüzel
Bu şiiri Sadık Adıgüzel Kardeşi (abisi) Halil İbrahim(Kose) nin ölümü üzerine yazmıştır. Ölüm tarihi:30.10.2002
ANNE
Hani o ellerin var ya anne,
Kınalı nasır tutmuş ellerin,
Hep arıyorum öpeceğim,
Elleri öpülesi anne,sen yoksun.
Bayramların eski tadı yok anne,
Yaptığın bayram yemekleri,
Sofra başında itiş kakışlar,
Yemeklerin tadı yok, sensiz anne.
Evin önü sesiz, çamasır serdiğin ağaç kuru,
Tarhana yaptığın kazan kalaysız,
Zaman gelmiş geçmiş, her şey anlamsız.
Tadı yok, hiç bir şeyin sensiz anne.
Anne o nasırlı ellerinle beni bir okşasan,
Bayramlıklarını giysen yolumuzu beklesen,
Elini öpmek, hayır duanı almak için koştum.
Sen yoksun, her taraf soğuk, üşüyorum anne.
Anne dayanmadan yürüyüp gelsen!
Koşsam ben de senin elinden öpsem,
Yavrum desen doya doya bir konuşsam,
Elini, gül yanağını öpsem, bu rüyadan uyanmasam anne.
Ah! anne torunların geldi bak,
Mutfağa girsen onlara süt pişirsen.
Arada birde bana içirsen.
Gözlerinden akan yaşı silsem anne.
Yanında melekler var, sana baktı anne.
Saçların ağarmış, beyaza bürünmüşsün.
Beyazlar sana çok yakışmış,
Cennete giden beyaz gül gibisin anne.
Yüzüne doya doya bir baksam.
Elinden tutsam ayağa kalksan.
Kollarını kocaman açsan,
Sen yoksun kolum kanadım kırık anne.
26.06.2009 Hasan Akçay
HAYAT
ISTE GELDIM BU ACIMASIZ DUNYAYA
COCUKLUGUM GELDI GECTI ACILARLA
IMKANSIZLARLA DOLU BIR YASAM CABASIYLA
GAYRET GOSTERDIM ÖRF VE ADETLERIMIZE UYMAYA
YABANCI TOPRAKLARDA BASLADI HAYATIM
BANA YAKISIR Uç HEDEFLE YOLA DEVAM ETTIM
DINIM,NAMUSUM,VATANIM OLDU TEMELIM
KOTU GUNLERIMDE YALNIZCA ALLAHIMA SIGINDIM
ANNEMIZ OKUTTURDU TUM ZORLUKLARA KARSI
YUZUNU KARA CIKARMADIK ELDE ETTIK BASARIYI
CALISTIRMADIK ARTIK YORGUN ANAMIZI
YASIM OLDU YIRMI DORT BIRAKMAKDIK BIRBIRIMIZI
GELDIGIM GIBI BIRDE GIDISI VAR BU DUNYANIN
HESABI VERILIR IYISI KOTUSU SONUN AKIBETIN
ALDANMA FANI DUNYAYA IYILIGINI YAP KENDINE SEVABIN
NE YAPARSAN YAP KENDIN ICIN OLDUGUNU UNUTMA SAKIN
BAL BETUL
MUSTAFA BAL
BABA
Baba sendin bize sakat halinle çalışıp bakan
Her zaman bize helal yediren
Baba bendim senin için nöbet bekleyen sen hasta iken
Baba bendim gece seni dinleyen...
O nefesini duymak için korkan
O soluktu seni hayata bağlayan...
Baba sendin beni huzurlandıran
Sendin bana adam gibi BABA olan
Baba üzülmüyorum bana gölgen yeter bile
Sana yazılmış kırk yaşında arkandan üç yetim bırakmak...
Sen öğrettin bana gülmeyi
Hiç yüzünde tebessüm eksik etmedin ki
Sen öğrettin sevmeyi çünkü hep beni sevip belli ettin
Sen öğrettin saygıyı hiç kimseye saygısızlığı görmedim ki...
Baba seni hiç unutmayacağım
Bedenin yanımda olmasa bile
Ben senin canını kalbimde taşıyorum
Benim sana beslediğim sevgim...
Hiç ÖLMEYECEK !!!
Yazan: Betül Bal / 20.05.2009
BABAM
Yıllar ne çabuk geçti sensiz
Ama gelde birde bana sor sensizliği
Vakit akıp geçiyor zamanı belirsiz
Bunlara rağmen özlüyorum seni
Hasret acıdır tadan bilir
Birini özleyipte görmemek varya
Ölümün farkında olmaktır
Birde senin canının parçası olurya
İste o yakar kavurur kalbinizi
Senin gibi olmak yürek ister
Kim katlanırdı o sıkıntılı günlere
Sen sabırlıydın biz ise habersiz
Umut dolu geldin gurbete
Ama yakanı bırakmadı hastalık
Senin için hepsi sebepti bu gençlikte
Nasipmiş seni kırk yaşında kaybetmek
Ölümlü dünya herşey faniymiş ey babam
Bunu seni kaybedince anladım
Huzurlu yerdesin artık
Merak etme yalan dunyadaki kalanları
Sen her zaman iyilik yaptin
Karşılığında hep darbe yedin
Allah'a havale etmesini bildin
Ama onlara iyi bir ders verdin
Koyunca başımı yastığıma
Düşünüyorum kimsesiz kalanlara
Allah onlarada sabır versin
Ne yetimler var aç, durumları kara
Halime şükrediyorum baba
Bize okuma şansını verdin
Kimseye muhtaç değiliz baba
Kendi çaremize bakmayı öğrettin
Senden nasıl gördüysek öyle devam ettik
Önce Peygamber efendimizin yoluyla
Sonrada senin bize gösterdiğin yola gittik
Aklımız mantığımız hep Allah'la
Yazan: Betül Bal
DURAK
Ormanlar arasında,
Beller ortasında,
Gönüller sofrasında
Kurulmuşşun Durak.
Baharla coşar selin,
Yazın ne hoştur yelin,
Her bayramda gelin
Şen olsun Durak.
Her Mevsim çam,ladin kokusu,
Hiç kimsenin yoktur korkusu,
Herkesin okuduğu Yukaroluğu
Bağrına basmışsın Durak...
Çıkalım ormanlar arasından Erenler'e,
Şöyle bir bakıverelim çevreye,
Cücümen'e, Döllardı'na, Rize'ye,
Doyum olmaz senin seyrine Durak...
Baharla çıkalım Yazılı'ya yaylaya,
Lelebucağı'ndan, Kızılcalar'dan,
Gavur'un Yaptığı Oluk'tan, Sarınçardı'ndan
Çepeçevre sarıverelim seni Durak...
Öküz güttüğüm dağlarından,
Üzüm yediğim bağlarından,
Çok iyilik gördüğüm ağalarından
Şimdi kimler kalmış Durak ?
Türlü türlü hayvanlar otlaşır dağlarında,
Sevgi, barış kollaşır sokaklarında,
Çocuklarımız okuşur okullarında,
Çağdaş yapılı güzel Durak...
Odalarında oturduğum,
Okullarında okuduğum,
Yoğurla karnımı doyurduğum,
Gönlümün ortasındasın sen Durak.
Seni gördüm, seni sevdim,
Kendimi buralı bildim,
Bayramlarda kıncırağa bindim,
Sen ne şirinsin Durak.
Vehbi DURMUŞ- Konya-2000
KÖYÜM
Köyümün adı, Duraktır Durak
Havası serindir, suları berrak.
Taşları yosunlu toprağı çorak,
Çayırı olmaz biter bıtırak.
Yazıl yaylamız, Rize belimiz,
Meşe, ladin çamdır bizim dağımız.
Orman bizim en zengin servetimiz,
Aslımız yörüktür, göçmen değiliz.
Boldur bizim sütümüz, yoğurdumuz,
İçeriz sütü, oluruz dinç gürbüz.
İklimi serttir, yetişmez portakal muz.
Ekeriz arpa, buğday koymayız düz.
Necati AKKOÇ (öğ)
MEMLEKETİM
Dört tarafı dağlarla çevrili
Hep evleri kiremitli,
İmside Durak’tı
Benim memleketim Durak.
Doğusunda vardır Küpe dağı,
Karlı geçer kış ayları
Yazıda yayılır davarları,
Benim memleketim Durak.
Batısında vardır düzlüğü,
Hep ekin eker insanları.
Hasat mevsimi güler yüzleri,
Benim memleketim Durak.
Köyümüzün var bağları,
Yemyeşildir tüm dağları,
Ne hoştur, serindir yaylaları
Benim memleketim Durak.
Güneyinde vardır yazılı taşı,
Gülmez Şakir’in dertli başı,
Cana yakındır vatandaşları,
Benim memleketim Durak
Şakir Uçar